Son 10 yıldır ülkemizde hızlı bir özel okullaşma süreci yaşıyoruz. Bunun sonucunda da eğitim sistemimizde sürekli yeniliklerle karşılaşıyoruz. Pisa ve benzeri uluslararası değerlendirme ölçütlerinde ülkemiz düşük bir sıralamada yer alıyor. Bunun nedenini sorgulamamız, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor. Bu ülkenin ileriye gidebilmesi için eğitim sistemimizi ileri seviyelere taşımamız ve dünya standartlarına ulaştırmamız gerekiyor. Eğitim sisteminin ülkenin her anlamda ilerleyişindeki önemini fark etmiş, bunun üzerine çalışmış ve eğitim kalitesini ileri seviyelere taşıyabilmiş Finlandiya, Kore gibi pek çok ülke var. Bu ülkeler neleri doğru yapmış diye biraz araştırdığımızda, çocuklara 7 yaşına kadar oyunla eğitim verildiğini, mümkün olduğu kadar sınav sisteminden ve stresten uzak bir eğitim süreci izlendiğini görüyoruz. Biz de dünya standartlarını yakalamak adına sürekli geliştirdiğimiz ve odağına çocukların mutluluğunu yerleştirdiğimiz bir eğitim anlayışı benimsiyoruz.
TEMA Eğitim Kurumları yerleşkesinin adının ‘Mutlu Çocuklar Kampüsü’ olmasının bir amacı, bir anlamı var. Bir çocuğun anne babasının görevi çocuklarının yanlarından ayrılmadan önce, onları hayata tam anlamıyla donanmış bir birey haline getirmek olduğunu düşünüyoruz. Dünya tarihini pozitif yönde etkilemiş tüm dehaların tarihinde mutlu çocukluk yılları yatıyor. Aynı şekilde tarihe kötü anlamda iz bırakmış isimlerin geçmişinde de kötü deneyimlerle dolu çocukluk yılları var.
Denizyıldızı hikayesindeki gibi, ne kadar uğraşırsak uğraşalım sahile vuran tüm denizyıldızlarını kurtaramayacağımızı düşünmek yerine, hayatına dokunduğumuz her çocuk için fark yaratacak adımlar atacağımıza inanıyoruz.
Bugün 3-10 yaş arasında eğitim vererek hayatlarına dokunduğumuz çocuklarımızın mutlu olmalarını bu yüzden çok önemsiyoruz. Onları hazırladığımız geleceği teknolojik gelişim anlamında öngörmemiz mümkün değil. Bu yüzden onları olabildiğince esnek, meraklı, araştırmayı seven, sosyal, insan ilişkilerine açık bireyler olarak yetiştirmemiz gerekiyor. Onlara kütüphane kitaplarını ezberletmek yerine, kütüphane anahtarını vermeyi tercih ediyoruz. Temel meselemiz, gelecekte sorgulayan, analiz edebilen, yeniliklere açık dünya vatandaşlarını bugün ‘Mutlu Çocuklar’ olarak yetiştirmek…